İstisnalar kaideyi bozar mı, bozmaz mı?

Bir süre önce katıldığım online bir seminerde konuşmacı danışanların yaşamakta olduğu psikolojik sorunların kaynağının genellikle çocukluk ve gençlik yıllarında yaşanmış “travmalara” dayandığını ve iyileşebilmek için bu anıların bulunup ortaya çıkarılması gerektiğini söyledi. Ben de seminerin soru-cevap bölümünde “Sorunlu her bir özelliğimiz ya da davranışımız için her seferinde bu kadar geriye gitmeye gerek var mı? Çözüm adına geçmişin derinliklerine bu denli inilmeli mi?” diye sordum. Çünkü geçmiş anılara gitmenin nasıl bir “kayboluş” getirdiğine ve büyük sancılar yaşattığına meslek hayatım boyunca hastalarımda hep tanık olmuştum. Soruma karşılık konuşmacı cevabında yine kendi tezini savundu. Ben bu yazımda size Çözüm Odaklı Kısa Terapinin (ve Koçluğun) bu konudaki görüşlerini aktarmak istiyorum. Çözüm odaklı yaklaşım “yüzeyde kal, çünkü çözüm yüzeyde” fikrini savunur. Yüzeyde kalıp, buradan çözüme ulaşmak için de seanslarda danışanlara “istisna soruları” sormamızı ister. Şunu çok açıkça biliyoruz ki hiçbir sorun 7 gün / 24 saat sürmez. Mutlaka hiç yaşanmadığı ya da daha hafif yaşandığı zamanlar yani istisnalar vardır. Kısa bir örnek:

 Çok sevdiğiniz bir dostunuz sizin iş yerinize ziyarete geldi. Halinden üzgün olduğu belliydi. Babasına geçen hafta akciğer kanseri teşhisi konduğunu söyledi. Amcası ve büyük halası da Akciğer kanserinden vefat etmişlerdi. Hepsinde de sigara içme öyküsü vardı. Arkadaşınız da 17 yaşından beri neredeyse kesintisiz şekilde bu yaşına kadar (23 yıldır) günde 1-1,5 paket sigara içiyordu. İlaçlar, nikotin bantları, akupunktur gibi daha neler denememişti ki. Hiçbiri fayda etmemişti. “Ben bu illetten kurtulamayacağım. Bu sigara bağımlılığı ne lanet bir şeymiş, benim sonum da kesin Akciğer kanseri” dedi. Duygusal olarak destekleyici bir konuşmanın ardından siz ona çözüm odaklı sorular sormaya başladınız.

Siz: Dostum bu sigaranın sana ne faydaları var? Nerelerde sana yararı oluyor?

Dostunuz: Birincisi, stresli durumlarda stresimi hafifletiyor. İkincisi, odaklanmamı sağlıyor, yapacağım işe konsantre oluyorum. Üçüncüsü de çayın, kahvenin yanında hele bir de güzel bir sohbete dahil de oluyorsam sigara içmek bana çok keyif veriyor.

Siz: Peki anladım. Senin sigara içmeden de stresle baş ettiğin ya da en azından stresi hafiflettiğin zamanlar oluyor mu? (istisna sorusu)

Dostunuz: Bizim satış ekibinin her ay sonu toplantısı olur. Bu toplantılar çok stresli ve gerilimli geçer. Geçen sene oy çokluğu ile sigara içilmemesi kararı alınmıştı. Bu toplantılarda mecburen bazen 2-2,5 saat sigara içemiyorum. Bir şekilde stresimi azaltıyorum, kontrol altına alıyorum. Mecburum çünkü.

Siz: Peki, sigara içmeden de odaklanıp önündeki işi halledip bitirdiğin zamanlar oluyor mu? (istisna sorusu)

Dostunuz: Müşteri ziyaretlerinde oluyor mesela. Çok titiz, pimpirikli müşterilerimiz var. Bazen ziyaretimiz 2-3 saat sürüyor. Müşteri çok ayrıntı sorular soruyor, onlara çok dikkatli ve odaklanarak cevaplar vermemiz gerekiyor; bizim ürünleri kullanırlarsa bunun maliyet avantajlarını ortaya koymamız lazım ki müşteriyi kazanalım. Bu esnada kesinlikle sigara içemiyoruz, müşteri içirtmiyor çünkü.

Siz: Sigara içmeden de eğlendiğin, çayını-kahveni içtiğin, sevdiklerinle muhabbet ettiğin zamanlar oluyor mu? (istisna sorusu)

Dostunuz: Senin gibi sigara düşmanı dostlarımla muhabbet ederken mesela… Her haftasonu eşim ve çocuklarla mutlaka bir yerlere gideriz. Onlar araçta olduğu için asla sigara içmem; ben çocuklara takılırım, onlar gülüşür, eşim espriler patlatır. Kışın kapalı mekanlarda şirketin müzikli-eğlenceli yemekleri olur. Orada sigara içmeden 3-4 saat eğlenebiliyorum.

Yaklaşık 1,5 saatlik sohbetiniz boyunca “Başka nerelerde? Başka hangi durumlarda?” biçiminde sorularla onlarca daha istisna buldunuz. Ardından (sohbetinizin en başında sigaranın stresi azalttığı, odaklanmasına yardım ettiği ve keyif verdiğini söyleyen) dostunuza “Peki o durumdan sigara içmeden bunu nasıl yapabildin?” sorusunu her bir istisna için tek tek sordunuz.

İstisnalara bulmaktaki ilk amaç problemi yaşamadığınız ya da daha hafif yaşadığınız zamanları hatırlamayı sağlamak ve görünür kılmaktır. Çünkü istisnalara baktığınızda güçlülüğünüzü, başarılarınızı ve sağlamlığınızı görürsünüz. Bir sonraki hedef adım ise bu istisna durumlarını (vakitlerini) yakından incelemektir: “O zaman bunu nasıl yapabildin?” ve “O zaman bunun üstesinden nasıl gelebildin?” benzeri sorularla. Böylece bu istisnaları “yaratırken” kullandığınız “araçların” ve “mekanizmaların” önce bilincine varır ardında da bu araçları ve mekanizmaları daha çok kullanarak çözümün alanını genişletirsiniz. Bunu yaparken problem alanının yavaş yavaş küçülüp daraldığına tanık olursunuz.

Kısaca söylemek gerekirse istisnaları çoğaltır ve süresini artırırsanız kaideyi bozabilirsiniz.