Yaşadığımız mutsuzluk, karamsarlık, tahammülsüzlük ve kaygıların arkasında çoğu zaman bozulan (ve düzeltemediğimiz) ilişkiler yatar. İlişki sorunları genelde ilişkide temel yapı taşları olan anlamak, anlatmak ve anlaşılmak aşamalarından birindeki eksiklikten kaynaklanır. Nitekim sorunlar yaşadığımız ilişkilerde en sık maruz kaldığımız suçlamalar şöyledir: “Sen beni anlamıyorsun”, “Sen beni hiç anlamadın ki zaten”, “Ben bunu istemedim ki”, “Ben böyle bir şey olsun istemedim ki”, “Bana kendi doğrularını/yorumlarını dayatıyorsun…”.

İlişkileri düzeltmek adına en çok işittiğimiz tavsiye “Olaylara karşındakinin gözünden bakmalısın. Çünkü yaşananlar senin gördüğün ya da düşündüğün gibi olmayabilir” şeklindedir. Bu pek çoğumuz için söylemesi kolay ancak uygulaması o kadar da kolay olmayan bir tavsiyedir. Oysa Çözüm Odaklı Yaklaşım bunun sanıldığı kadar zor olmadığını savunur. “Nasıl yani” dediğinizi duyar gibiyim. Burada esas nokta sorularınızı doğru sormakta yatıyor. Önünüzde iki tip soru var: İlki “kendi gözünüzden” sorular ve ikincisi de “ötekinin gözünden” sorular. Hemen kısa bir örnekle durumu açıklayacağım: Ergenlik çalkantılarını fazlasıyla yaşayan 17 yaşındaki oğlu ile sürekli çatışma/kavga halinde olan bir arkadaşınız size geldi ve halini anlatıp sizden yardım istedi.

1.” Kendi gözünüzden” bakış sorusu [ Özne (Siz) + Nesne (Öteki) + Fiil + Soru eki]

Siz: Sen oğluna sevgini nasıl gösterirsin?

Arkadaşınız: Her fırsatta onun benim için önemli bir varlık olduğunu söylüyorum. Kredi kartımın limiti dolmuşsa bile bir yolunu bulup benden ne isterse anından satın alıyorum. Fakat yine de aramız her geçen gün bozuluyor, benden gittikçe uzaklaşıyor. Sevgimi daha nasıl gösterebilirim ki?

Siz: Sence bunu neden yapıyor?

Arkadaşınız: Sanırım ergenlikle birlikte alevlenmiş kompleksleri var. Kendini değersiz hissettikçe acısını benden çıkarıyor.

2.” Ötekinin gözünden” bakış sorusu [Özne (Öteki) + Nesne (Siz) + Fiil + Soru eki]

Siz: Oğlun senin onu sevdiğini nereden anlar? O senin neler yaptığını görürse onu sevdiğin sonucunu çıkarır?

Arkadaşınız: Ona ikide bir derslerini, sınav sonuçlarını soruyor ve başkalarıyla kıyaslıyorum. Bunu yapmazsam, ona güvenip değer verdiğimi göstersem onu sevdiğimi anlar.

Siz: Başka nereden anlar?

Arkadaşınız: Oğlumun otomobillere karşı müthiş bir ilgisi var, hem mekanik hem de tasarım açısından. Bu konuları onunla konuşursam, sohbet edersem anlar.

Siz: Diyelim ki sen kendini biraz değiştirdin ve akşam eve gittin. O sendeki bu değişimi ilk nereden anlar?

Eşim çok şakacı ve komik biridir, oğlum da ona çekmiş ve sürekli birbirlerine takılırlar. Galiba onların bu komik diyaloglarına anlamsızca bakmak yerine ben de gülerek karşılık verirsem oğlum benim değişmeye başladığımı anlar.

Yukarıdaki örnekte gördüğünüz gibi sorunuzun öznesini değiştirdiğinizde anlamak, anlatmak ve anlaşılmak oldukça kolaylaşır, yani çözüme giden yol açılır. Son olarak, aklınızda kalmasını istediğim birkaç örnek soru ekliyorum:

O (bunu) nereden anlar?

O (bunu) senin hangi davranışından anlar?

O (bunu) senin hangi tutumundan anlar?

O (bunu) senin konuşmandan nasıl anlar?

O (buna) nasıl bir karşılık verir?