İlk nereden anlarsın?

Çözüm odaklı kısa psikoterapi ekolünü benimsemiş terapistler-koçlar seanslarda danışanlara sık sık “İlk” kelimesini içeren sorular sorarlar. Hemen küçük bir örnek veriyorum: Utangaçlık ve çabuk sıkılma şikayetleriyle gelen ve özgüvenli biri olmayı hedefleyen Şener’e terapisti/koçu seans içerisinde “Diyelim ki özgüvenli biri olmaya başladın. Bunu ilk nereden anlarsın?İlk hangi düşüncelerin değişir?İlk ne yaparsın?Sendeki bu değişimi ilk kim fark eder?O bunu ilk nereden fark eder?…” sorularını sorar. “İlk” kelimesi içeren bu soruların önemini kısaca anlatmak istiyorum.

Aslında bizler “ilklere” dikkat ederiz. Ancak nedense bunu problemlerimize yoğunlaştığımızda yaparız ve buradaki “ilk”leri çok iyi hatırlarız. Örnek: “Onun benim arkamdan kuyumu kazmaya çalıştığını ilk olarak üretim müdürünün odasına sık sık gidip fısıltılı şekilde konuşmalarından anlamıştım. Çok geçmedi ve geçen hafta müdürler ve ekip arkadaşlarıma sunum yaparken O sorduğu absürt bir soruyla ilk kez bana olan düşmanca tavrını göstermiş oldu”.

Nasıl ki sorunlar (ister depresyon, kaygı bozukluğu ya da yoğun alkol kullanımı olsun isterse de evlilik-ilişki sorunları) küçücük bir “ilk” ile başladıysa, çözümler de (arzulanan değişimlerde) küçük bir ilk adımla başlar. Ardından tıpkı domino taşlarının devrilmesi gibi bu ilk küçük adım başka çözümleri, değişimleri ve ilerlemeleri getirecektir. Tam da bu yüzden biz çözüm odaklı terapistler/koçlar “ilk” ile başlayan soruların danışanlara büyük yararları olduğunu düşünürüz.

Henüz 7 aylık olan Mert uykusundan uyanmıştı; altındaki bez çiş ve kaka dolu olduğundan çok rahatsız ediyordu ve üstelik karnı da çok acımıştı. Avazı çıktığı kadar ağladığı halde sekiz dakikadır yan odada bilgisayar ekranına gömülmüş homeoffice çalışan annesine sesini duyuramamıştı. Nihayet annesi Mert’in ağlamasını duymuş ve telaşla odasına dalmıştı. Mert hem ağlamaya devam ediyor hem de annesine “öfkeli bebek” bakışı atıyordu. Annesinin ilk yaptığı şey ona kocaman bir gülücük göstermek oldu. Ardından ilk olarak Mert’e doğru eğildi ve o terlemiş, ağlamaktan kızarmış kocaman yanaklarından öptü ve hala süt kokan terini kokladı. Sonra, ilk önce onu kucaklayıp sarıldı; hem bezinin dolu olduğunu hem de acıkmış olduğunu fark etti. İlkin bezini değiştirdi ve ardından da Mert’i gönül rahatlığı ile emzirebilmek için son cümlesini yazıp bitirmek üzere olduğunu e-mail’ini tamamladı.

İlkler yani ilk nereden başlayacağımız çok önemli. Öyleyse şimdi kendinizde ya da hayatınızdaki sorunları ve değiştirmek istediğiniz yanlarınızı şöyle bir düşünün. İlk neyi değiştirmiş olursanız (ilk neyi farklı yapmış olursanız?) o arzuladığınız nihai değişimi/çözümü yakalamış olursunuz?

Lütfen bu ilk adımınız minik-küçük bir şey olsun; emin olun arkasından büyük adımlar gelecektir.