“Bunu nasıl yaptın?”

Diğer pek çok psikoterapi ekolünün aksine Çözüm Odaklı Kısa Terapide / Çözüm Odaklı Koçlukta danışana iltifat etmek, sürecin en temel araçlarından biridir. Danışan kendini ve hayatını değiştirmek-dönüştürmek için psikoterapi-koçluk desteği almaya gelir ve bu değişim-dönüşüm ancak iltifattan güç alarak başlatılabilir. Burada danışanın hem kendine hem de çevresindekilere yaptığı iltifattan söz ediyorum. Çözüm odaklı yaklaşımın terapi-koçluk sürecinde iltifatı nasıl yaptığını önce günlük hayattan küçük bir örnek vererek kısaca anlatacağım.

Elif uzun zamandır görmediği 5,5 yaşındaki yeğeni Efe’yi görmeye giderken hediye olarak kocaman bir Lego alır. Hediyesini alan Efe o kadar mutlu olur ki hiç vakit kaybetmeden salonun ortasında babasının yardımıyla açtığı Lego kutusundan boşalttığı Legolarla oynamaya koyulur. Bir süre mutfakta sohbet eden Efe’nin anne-babası ve Elif salona girdiklerinde Efe’nin Legolar ile bir şato yapmış olduğunu görürler. Elif: “Vaaav, inanmııyoruuuum Efe,  harika olmuş. Bunu nasıl yaptın?” der. Anne-babası da benzer bir sevinç tepkisinin ardından “Oğlum bunu nasıl yaptın?” sorusunu yöneltirler. Aldığı övgülerden ağzı kulaklarına varan Efe, kendinden emin ve biraz da mağrurca, “Lego kutusunun üzerindeki şato resmine baktım ve aynısını yaptım” diye cevabını verir.

Yaşımız ne olursa olsun kendimizde ve hayatımızda pozitif bir değişim yaparken ya da yapmaya başlamadan hemen önce iltifat bekleriz. Çünkü buna ihtiyaç duyarız. Bu iltifatlar bizi heveslendirir, mutlu eder, korkularımızı alıp götürür, cesaretlendir ve üstelik yorgunluğumuzu da unutturur. Kısacası değişim için güç-kuvvet verir.

En eşi bulunmaz iltifat ise “Bunu nasıl yaptın?” sorusudur. Bu sorunun özüne sadık kalınarak yer ve duruma göre bir iki kelime bu soruya eklenebilir. Hemen birkaç örnek vermek istiyorum; “Sabırlı davranmayı nasıl yapabiliyorsun?”, “Bu kadar stresin ve iş yükünün altında hala güler yüzlü olmayı nasıl beceriyorsun?”, “Bu yaşta bıkmadan, usanmadan, büyük bir aşkla öğrenmeye çalışmayı nasıl yapabiliyorsun?”. Böylesi sorulara cevap verirken karşınızdaki kişi dolaylı olarak kendine iltifat eder. En güçlü iltifat da bu “dolaylı” iltifatlardır. Sorunuzun muhatabının sizin bu sorunuzu cevaplarken kendini ne kadar güçlü, huzurlu ve kararlı hissetmeye başladığını ses tonundan, yüz ifadesinden ve beden dilinden hemen fark edersiniz.

Çözüm odaklı terapi/koçluk seanslarında danışan ne vakit bir başarısını anlatsa terapist/ koç hemen orada durur ve “Bunu nasıl yaptın? Nereden aklına geldi? İşi yarayacağını nereden bildin?” sorularını sorar. Bu iltifat soruları aynı zamanda “çözüm yollarını” ortaya çıkarma sorularıdır. Danışan, bahsettiği başarılarının arkasındaki becerilerini ve güçlü yanlarını kullanarak şimdi yaşamakta olduğu sorunlara çözümü kolayca bulacaktır.

Doğrudan da iltifat edebilirsiniz ancak bunun ret edilme olasılığı büyüktür; çarçabuk “Yok canım, ne var ki bunda, herkes yapabilir” cevabı gelebilir.

Şimdi sizden istediğim son bir hafta içinde yaptığınız ve yaptığınız için kendinizden hoşnut olduğunuz bir olayı-durumu düşünün ve ardından kendinize “Bunu nasıl yaptım?” sorusunu sorun. Sonrada cevabınızı madde madde yazın. Eminim bu sorunun ne denli “güç veren-yüreklendiren” (empower) bir soru olduğunu çok iyi anladınız.

Yalnızca psikoterapist-danışan ilişkinizde değil tüm ilişkilerinizde bu soruyu cömertçe kullanın, kendinize ve insanlara harika katkılarda bulunduğunuzu göreceksiniz.